Çay ile İlgili Bilinmesi Gerekenler
Çay, ülkemizin vazgeçilmez içeceği olup işyerinde, evde, komşuda, sahilde, piknikte, üzüntüde, sevinçte her türlü mekan ve duygu durumunda tüketilmekte, sosyal yaşamımızın odağında yer almaktadır.
Çay, doğal bir antioksidan olup B1, B2, B6 vitaminleri yönünden ve potasyum, manganez, folik asit ve kalsiyum açısından zengin bir içecektir.
Siyah-Beyaz ve Yeşil çaylar bitkilerin yapraklarından elde edilirken, bitki çayları ise bitkilerin, kök, gövde, çiçek ve yaprak gibi kısımlarından elde edilmektedir.
Siyah çay, hasat edilen çay yaprakları fermantasyon sonrası siyahlaşarak, kafein ve tanin maddelerinin oluşmasına sebep olur. Siyah çay güçlü aroma ve yüksek oranda kafein maddesine sahip ancak antioksidan bakımından düşüktür. Siyah çayın içerdiği vitaminler arasında A, D ve B12 bulunup sodyum, potasyum gibi mineraller açısından da zengindir. Siyah çay üretilirken, yaprakları diğer çay türlerine göre daha fazla oksitlenir. Bu yüzden demi ve tadı daha yoğun olur. Oksitlenme işlemi nedeniyle siyah çayın besin değerinde bir miktar azalma gerçekleşir.
Yeşil çay, çok işlem görmediği için içindeki faydalı maddeler kaybolmamakta, oksidasyona uğramadan içime hazır hale getirilmektedir.
Beyaz çay, dünyanın en nadide ve en pahalı çayı olup toplandıktan hemen sonra hiçbir fermantasyon işlemine uğramadan soldurma ve kurutma işlemine tabi tutulmaktadır. Ortamdaki doymuş havayı uzaklaştırmak suretiyle ortam sıcaklığında hava ile soldurma ve kurutma işlemi yapılıp bu işlem ile daha fazla aroma ortaya çıkarılıp, antioksidanlar arttırılmakta, kafein oranı azaltılmaktadır.
Kurutma evresinde siyah çay yavaş yavaş kurutulurken, yeşil çay üretiminde bu evre bitkinin oksijenle tepkimeye girmesi engellenerek, hızlıca gerçekleştiriliyor. Oksidasyon zamana yayıldığından siyah çay üretiminde tamamlanırken, yeşil çay üretiminde çay yaprakları yarı fermente olarak bırakılıyor. Yeşil çay üretim esnasında daha az aşamadan geçtiği için daha güçlü bir antioksidan etkiye sahip oluyor.
Çaylar, içerdiği antioksidan, vitamin ve mineral özellikleri ile insan vücudu üzerinde birçok olumlu etkiye sahiptir. Bitki çaylarının sağlığa birçok faydasının olduğu bilinir. Doğanın bizlere sunduğu bu sağlık imkanını bilinçli bir şekilde, doğru miktarda tüketmek önemlidir. Rahatsızlığı olan kişilerde doktor kontrolünde kullanılması tavsiye edilir.
Çaylar kalp sağlığına faydalı olan flavonoid adı verilen bir antioksidan grubu içerir. Çayla birlikte flavonoidler sebze, meyve, kırmızı şarap ve bitter çikolatada bulunabilir. Flavonoidleri düzenli olarak tüketmek, yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit seviyeleri veya obezite gibi kalp hastalığı için birçok risk faktörünün azaltılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca çayın kan basıncını da düşürmede etkili olduğu görülmüştür.
Çaylarda bulunan polifenoller, iyi bakterilerin büyümesini teşvik ederken, Salmonella gibi kötü bakterilerin büyümesini engelleyerek, sağlıklı bir bağırsak dengesinin korunmasına yardımcı olabilir. Ayrıca zararlı maddeleri öldüren ve sindirim sisteminin iç yüzeyini onarmaya yardımcı olan bağırsak bakterilerini ve bağışıklığı arttıran antimikrobiyal özellikler içerir.
Laboratuvar ortamında yapılan bir çalışmada, çaydaki polifenollerin kanser hücresi büyümesini düzenlemede ve yeni hücre gelişimini azaltmada rol oynayabileceğini gösterilmiştir.
Siyah çay, uyanıklığı ve odağı arttırabilen kafein ve L-theanine adlı bir molekül içerir. L-theanine beyindeki alfa aktivitesini arttırırken, gevşeme ve daha iyi odaklanma sağlar.
Her gıdada olduğu gibi çayı da fazla tüketmek birtakım olumsuz etkilere neden olabilir. Herkesin metabolizması, genetik yatkınlığı ve alıştığı beslenme düzeni farklı olduğu için, çayın olası yan etkilerinden farklı dozlarda etkilenebilir. Bir başka deyişle, bazı insanlar 3 bardak çaydan sonra bazı yan etkileri yaşamaya başlarken, bazıları 5 bardak çaydan sonra yaşamaya başlayabilir. Bu nedenle kendinize neyin iyi geldiğini kendiniz denemeniz gerekmektedir.